Merhabalar😃
Bugün coğrafi bilgileri ile dünyaya katkıda bulunmuş ünlü kişilerden bahsetmek istiyorum. Şunu da belirteyim birçoğunun coğrafyacı kimliği olmamasına rağmen coğrafyaya katkıda bulunmuşlardır.
Bugün coğrafi bilgileri ile dünyaya katkıda bulunmuş ünlü kişilerden bahsetmek istiyorum. Şunu da belirteyim birçoğunun coğrafyacı kimliği olmamasına rağmen coğrafyaya katkıda bulunmuşlardır.
Evliya Çelebi: (1611 – 1682)
Ünlü bir seyyahtır. Evliya Çelebi, Seyahatname adlı eserinde gezip gördüğü yerlerin sosyal ve
ekonomik durumunu, ilgi çekici özellikleriyle dile getirmiştir. Kent yaşamı ve
ülke ekonomisine katkı sağlayan unsurlar ayrıntılı biçimde anlatılmıştır. Seyahatname insanlarla ilgili bilgiler
yanında, yörenin evlerinden, cami, mescid, çeşme, han, saray, konak, hamam,
kilise, manastır, kule, kale, sur, yol, havra gibi değişik yapılarından da söz eder. Bunların yapılış yıllarını,
onarımlarını, yapanı, yaptıranı, onaranı anlatır. Yapının çevresinden, çevrenin
havasından, suyundan söz eder. Seyahatname değişik yöre insanlarının
yaşama biçimlerini, davranışlarını, tarımla ilgili çalışmalarını,
ayrıntılarıyla anlatmaktadır. Gezilen yörenin yönetiminden, ileri gelen ünlü
kişilerinden, şairlerinden, oyuncularından, çeşitli kademelerdeki
görevlilerinden ayrıntılı biçimde söz edilmektedir. Seyahatname döneme ilişkin
ekonomik ve sosyal yaşama ait bilgiler nedeniyle önemli bir coğrafya kaynağı
durumundadır.
Piri Reis: (1470 - 1554)
Piri Reis bir kartograf, deniz bilimleri uzmanı ve denizcilik
tarihine büyük katkılarda bulunmuş bir kaptandır. Piri Reis, Gelibolu'da
doğmuştur. On yaşlarına geldiğinde, dönemin bütün Akdeniz'de nam salmış ünlü
korsanı olan, sonradan devlet hizmetine giren amcası Kemal Reis'in seferlerine
katılmaya başlamıştır. Amcasının ölümünden sonra, Gelibolu'ya yerleşti. 513
tarihinde ilk dünya
haritasını çizdi.
Atlas Okyanusu, İber Yarımadası, Afrika'nın batısı ile yenidünya Amerika'nın
doğu kıyılarını kapsayan üçte birlik parça, bu haritanın elde bulunan
bölümüdür. Çizimde Batı Avrupa,
Batı Afrika ve Güney Amerika'nın doğusu kolayca tanınabilir. Bu haritayı dünya
çapında önemli hale getiren yönü, hala bulunamamış olan Amerika haritasındaki
bilgileri içeriyor olmasıdır. Derlediği denizcilik notlarını Kitab-ı Bahriye'de bir araya getirdi.1528'de de
ikinci dünya haritasını çizdi. Gerçek anlamda haritacılık Piri Reis'le başlar.
Kitab-ı Bahriye önemli bir denizcilik eseri olarak hala önemini korumaktadır.
Dünya haritası ve Kuzey Amerika haritasının çizimlerindeki isabet ve projeksiyon
sistemindeki mükemmellik, tüm dünyada büyük hayranlık ve hayret
uyandırmaktadır. Dönemin Basra valisi Kubat Paşa ve Mısır Beylerbeyi Mehmet
Paşa'nın politik amaçlarından dolayı çeşitli suçlamalara maruz bırakılarak
1554’te idam edildi.
Biruni: (978 – 1048)
11. Yüzyıla damgasını vurmuş büyük Türk bilgini olan Biruni Batı Harezm’ in
başkenti Kas' da 978 yılında doğmuş ve 1048 yılında Gazne' de ölmüştür.
Güneşin ve gezegenlerin eğimleri üzerinde durmuştur.
Dünya ekseninin eğikliğini 23º 27’ bularak gerçek değerine (23º 26,7’) çok yakın bir sayı
bulmuştur.
Dünyanın çapını da ilk olarak Biruni gerçeğe çok yakın bir değer
olan R=6425,7 km olarak
bulmuştur.(Gerçek değer 6376 km dir).
Jeodeziyle ilgili temel bilgiler verdiği için bu bilimin kurucusu
sayılmaktadır. Ayrıca, madenlerin yoğunluklarını az bir hata ile bulmuştur.
Yerçekimi kanunu üstüne, ilk defa fikir ortaya atıp incelemelerde
bulunmuştur.
Biruni hastalıkları tedavi konusunda değerli bir uzmandı. Eserleri
halen Batı bilim dünyasında kaynak eser olarak kullanılmaktadır.
İlk yoğunluk ölçme âletini, icat etmiştir. Birûnî, önce
yoğunluğunu bulmak istediği elementi terazide dikkatlice ölçer, sonra su dolu
konik âlete koyar, elementin konideki açılmış özel delikten taşırdığı suyu alır
ve ölçer, sonra iki ağırlığı oranlardı. Yani elementin salt ağırlığı ile
taşırdığı suyun ağırlığının oranı, Birûni’ ye göre, o elementin yoğunluğudur.
Bugünkü modern yoğunluk bulma
metodu ve âleti, Birûni' nin metodu ve âletinin daha geliştirilmiş bir
şeklidir.
Tales: (M.Ö.636 – 546)
Ege kıyısında bulunan Milet'te doğmuştur. İlk büyük astronomi bilginlerindendir. İÖ 28 Mayıs 585'te güneş tutulmasını
önceden hesapladı. Ay ve Güneş tutulmalarının zamanını önceden saptamayı
başarmış, ama tutulmaların nasıl gerçekleştiğini açıklayamamıştı. Dünya’yı
oluşturan temel yapı maddesinin su olduğunu öne sürdü. Thales yeryüzünün
kocaman bir ada gibi büyük bir okyanusun üzerinde yüzdüğünü yer sarsıntılarının
adanın zaman zaman titremesinden kaynaklandığından sanıyordu. Thales, Dünya'nın
okyanuslar üzerinde yüzen bir disk biçiminde olduğunu ve yuvarlak olduğunu
savunmuştur. Dünya’nın, Evren’in merkezinde bulunduğunu; akıntılarıyla
depremleri ve su kaynaklarını oluşturan bir su kütlesi içerdiğini kabul
etti.
Copernicus: (1473 – 1543)
Göksel Kürelerin Dönüşleri
Üzerine
Polonya'da doğdu. Hukuk ve tıp öğrenimi görmüş, eğitimini
tamamladıktan sonra papaz olarak atanmıştır. Copernik modern astronominin
kurucusu olarak bilinir. De Revolutionibus (Gökyüzü Kürelerinin Dönmesi) adlı eserinde dünyanın kendi ekseni etrafında günde bir
kere, güneşin etrafında yılda bir kere döndüğünü savunmaktadır(1530). Bu
dönemde batı dünyası evrenin gerisinde hiçbir şey olmayan kapalı ve küresel bir
yapıda olduğuna inanmaktaydı. Bu düşünceye göre dünya; sabit, hareketsiz
ve evrenin merkezine konumlandırılmış güneş dahil her şey onun etrafında
dönmekte idi. Copernik Gök Kürelerinin Hareketi adlı kitabında Güneş'in evrenin
merkezinde bulunduğunu ve Yer'in bir gezegen gibi, Güneş'in çevresinde
dolandığını savunmuştur. Copernicus' a göre Gezegenleri taşıyan göksel küreler,
dünyanın değil, güneşin etrafında dönüyordu. Dünya merkezde değildir ve sabit
de değildir. Yıllık ve günlük dönüşler sergiler.
Alfred Wegener: (1880 –
1930)
Alman yerbilimcidir. Kıtaların kayması kuramını ilk kez ortaya attı. Wegener, başlangıçta tüm kıtaların Pangea
adında tek bir kıta olduğunu, sonradan parçalanıp dağılarak zamanla günümüzdeki
yerlerine ulaştığını ileri sürdü. Bu teoriyi ve teorinin temellerini ’Kıtaların
ve Okyanusların Oluşumu’adlı eserinde anlatmıştır.
Amasyalı Strabon: (M.Ö.58 - M.S.21)
Amasya'da doğmuş ve burada ölmüştür. Eski Çağ’da Roma Devri’nin en
büyük coğrafyacısı olarak kabul edilmektedir. Dünyanın ilk coğrafyacısı olarak kabul edilmektedir. Sardunya ve Etiyopya'nın sınırlarına kadar seyahat ettiği
söylenmektedir. Tarih, coğrafya ve felsefe konularında çalışmış, bilgi toplamış
ve eserlerini yazmıştır. Ünlü eseri Geographika "Coğrafya" seyahat gözlemlerini ve dünyanın coğrafi yapısına ilişkin
düşüncelerini içermektedir. Eser, ülkemizin tarihi coğrafyası ve arkeolojisi
açısından önemli bir kaynak durumundadır.
Batlamyus(Ptolemaios-Pitoleme):
BATLAMYUS'UN DÜNYA
HARİTASI ALMAGEST
Yunanca adı Ptolemaios'tur, ama harf uyuşmazlığı nedeniyle Ortaçağ
İslâm Dünyası'nda Batlamyus diye tanınmıştır. Batlamyus astronomi, matematik,
coğrafya ve optik alanlarına katkılar yapmıştır; ancak en çok astronomideki çalışmalarıyla tanınır. Mısır'ın İskenderiye kentinde yaşadı.
Dünya'nın evrenin merkezinde hareketsiz durduğuna ve yıldızların Dünya'nın
çevresinde dairesel yörüngeler çizerek döndüğüne inanıyordu. Batlamyus'a göre,
Güneş'in ve gezegenlerin Dünya'nın çevresinde dolanırken çizdikleri bu
yörüngeler basit birer çember olamazdı; çünkü gezegenler arada bir yörüngeleri
üzerinde geriye dönüyormuş gibi görünüyordu. Batlamyus bunu açıklamak için "
ilmek " kavramını ortaya attı. Bu
karmaşık sisteme göre her gezegen, Dünya'yı merkez alan büyük bir çemberin
çevresinde daha küçük çemberler çizerek dolanıyordu. Aynı zamanda küçük
çemberlerin merkezleri büyük çemberin üstünde batıdan doğuya doğru kayarak
ilerlediği için ilmek denen eğriler çiziyordu. Batlamyus astronomi bilgilerinin sentezini
yapmış savunduğu evren modelini Mathematike
Syntaxis (Matematik Sentezi) adlı
kitabında açıkladı. Batlamyus'un çalışmalarını kendi incelemeleriyle
geliştiren Araplar, bu kitabı el-Mecisti adıyla Arapça'ya çevirdiler. Arapça'dan Latince'ye çevrilirken
Almagest olarak adlandırılmıştır. Bu nedenle Batı dünyasında Almagest adıyla
tanınmaktadır.
ALMAGEST, 13 kitaptan oluşur. Büyük oranda, Eratosthenes, Hiparkhos, Strabon ve Marinos'un
fikirlerinden yararlanıldığı görülmektedir.
1.KİTAP:Kanıtlarıyla birlikte yermerkezinin ana
çizgilerini,
2.KİTAP: Küresel trigonometri
bilgilerini,
3.KİTAP:Güneş'in hareketini ve yıllık süreyi,
4.KİTAP:Ay'ın hareketini ve aylık süreyi ele
almaktadır,
5.KİTAP:Ay’ın ve Güneş'in mesafelerini ele almıştır,
6.KİTAP:Gezegenlerin karşılaşmalarını inceler. Bu bölümde Güneş ve Ay
tutulmaları ele alınmaktadır,
7.ve 8. KİTAPLAR durağan yıldızlarla ilgilidir, presesyon tartışmasını
(Dünya'nın dönme ekseninin, tutulum düzleminin normali çevresinde bir koni
çizecek biçimde çok yavaş olarak dönmesi ve dönüşünde oluşan sapmayla sağladığı
tam bir dönüşün süresidir), Ptolemaios'un durağan yıldızlar katalogunu ve bir
gök küresi âleti yapabilmek için gerekli olan yöntem bilgisini içerir. Geriye
kalan beş kitap ise devingen (hareketli, dinamik) gezegenlerin hareketlerini
konu almıştır.
Eratosthenes: (M.Ö. 276 –
195)
Geographika
Uzun yıllar İskenderiye Kütüphanesi'nin yöneticiliğini yaptı.
Dünya’nın düz değil yuvarlak olduğunu ileri savunmuş, gezegenimizin çevresini
de hesaplamaya çalışmıştır. İskenderiye'nin güney doğusundaki Syene'de
(Assuan), yaz gündönümünde Güneş ışınlarının öğle vaktinde dikey düştüğünü
bildiği için, bu deneyi aynı tarihte İskenderiye'de yaptı ve ışınların dikeyden
7 derece saptığını buldu. "Assuan ile İskenderiye arasındaki 840
kilometrelik uzunluğa 7 derecelik bir açı düşerse, 360 derecelik bir açıya kaç
kilometre düşer?" sorusundan yola çıkarak Dünya'nın çevresinin 42 bin 352
kilometre olduğunu hesapladı. Bilim adamı olduğu kadar ozan olarak ta
tanınmıştır. Asıl olarak bir matematik coğrafyacı’dır. İskenderiye’de kurduğu
coğrafya ekolüne, İskenderiye Ekolü adı verilmektedir.
*Coğrafya biliminin adını koymuştur.
*Bölgesel coğrafyanın gelişmesini sağlamıştır.
*Dünya’nın Ekvator üzerindeki çevre uzunluğunu ve 10’ lik meridyen
yayını hesapladı.
Humboldt:(1769–1859)
Friedrich Wilhelm Heinrich
Alexander Humboldt, 14 Eylül 1769’da Berlin’de
doğdu. Bilgi’nin, ancak doğayla insan arasında deneysel bir ortaklık kurmakla
mümkün olduğunu savundu. Fiziksel Coğrafya’nın, Biyocoğrafya’nın
Klimatoloji’nin, Okyanus biliminin kurucusu, doğa bilgini ve yorulmaz bir kâşif
olarak kabul edilmektedir. Gezileri’nden topladığı bilgilerle meydana getirdiği
eserler, çağdaş bilimsel keşifler döneminin başlangıcı sayılmaktadır. Güney
Amerika’nın batı kıyısı’ndaki Humboldt akıntısı (Peru akıntısı) onun adını
taşımaktadır. Dağ (yükselti) tutması’nın, aşırı yüksekliklerdeki düşük basınçlı
havada oksijen miktarının az olmasından kaynaklandığını tespit etti. Gündüz ve
gece sıcaklıkları ölçümlerine ve başka meterolojik gözlem ve ölçüm
kayıtlarına dayanarak bölgelerin izoterm (eşsıcaklık eğrisi)
ve izobar (eşbasınç eğrisi) hava haritalarını çıkardı. Bu alandaki
çalışmalarıyla karşılaştırmalı iklimbiliminin temellerini attı. Bölgelerin
coğrafi yapılarıyla bitki örtüsü ve hayvan varlığı arasındaki ilişkiler üzerine
çalışmalar yaptı. And yanardağlarına ilişkin araştırmalarından yola çıkarak, püskürme kuvvetlerinin
yerkabuğunun oluşumu üzerinde etkili olduğu ortaya koydu. Bu çalışmasıyla, yer
yüzeyinin başlangıçta tümüyle sıvı haldeyken, tortullaşma sonucunda bugünkü
yapısını kazandığını savunan görüşleri çürüttü. Magnetik fırtınalar (yer’in
jeomagnetik alanındaki ani dalgalanmalar) üzerine araştırmalar yaparak,
Avustralya ve Yeni Zellanda’da bu amaçla sürekli çalışacak gözlemevleri
kurmuştur. Bu çalışma sonucunda atmosferde görülen magnetik fırtınalar ile
güneş lekeleri arasındaki ilişkileri ortaya koydu. Kosmos adlı eserinde, o dönemde evrenin yapısına ilişkin olarak bilinen
bütün verileri bilimin hizmetine sundu.
Fiziki coğrafya açısından
katkıları şu şekilde sıralanabilir:
1.Coğrafi çalışmalarda gezi-gözlem ilkesini ortaya koymuştur.
2.Coğrafya araştırmalarında temel prensipler olan ilişki, dağılış ve
sebep-sonuç ilkelerini ortaya koymuştur.
3.İzoterm (eş sıcaklık eğrisi), izohips ( eş yükselti eğrisi),
izobat (eş derinlik eğrisi), profil ve kesit gibi yardımcı görsel materyalleri
kazandırmıştır
Kepler: (1571- 1630)
Johannes Kepler, Güneş Sistemi için yeni bir model geliştirdi.
Kepler gezegenlerin hareketini üç temel yasaya dayandırmıştır. Bunlardan ilk
ikisini 1609'da, üçüncüsünü ise 1618'de açıklamıştır.
1. Yörüngeler yasası: Gezegenler Güneş'in çevresinde çember değil, hafifçe basık elips
biçiminde yörüngeler çizerek dolanır; Güneş de bu elipsin odaklarından birinde
yer alır.
2. Alanlar yasası: Bir gezegenin dönme hızı, yörünge üzerinde bulunduğu noktaya bağlı
olarak değişir; gezegenlerin hareketi Güneş'e en yakın oldukları noktada
(günberi noktası) en hızlı, en uzak oldukları noktada (günöte noktası) en
yavaştır.
3. Dolanım süreleri yasası: İki
gezegenin dolanım sürelerinin karelerinin birbirine oranı ile bu gezegenlerin
Güneş'e olan ortalama uzaklıklarının küplerinin birbirine oranının eşit
olduğunu belirtir. Bu yasaya göre, gezegenlerden birinin Güneş'e olan ortalama
uzaklığı ve dolanım süresi ile ikinci bir gezegenin dolanım süresi bilinirse,
bu gezegenin Güneş'e olan ortalama uzaklığı hesaplanabilir. Bu üç temel yasa Newton’un
evrensel kütle çekimi yasasını bulmasında büyük rol oynamıştır.
Galilei(LE OPERA Dİ GALİLEO
GALİLEİ):(1564–1642)
Yıldızların Habercisi
Yaptığı teleskoplarla, mercek yüzeylerinin eğrilik derecesini
denetlemek amacıyla geliştirdiği yöntem sayesinde, astronomi gözlemlerinde
kullanılabilecek ilk teleskopları yaptı. Astronomi
alanındaki bulgularını Sidereus Nuncius (yıldızların habercisi) adıyla
yayımladı
Archimedes: ( İÖ 290*280 - İÖ
212* 211)
Archimedes, ilkçağda önemli bir astronomi bilgini olarakta
tanındı. Çeşitli, gökcisimlerinin yerden uzaklığı ile ilgili olarak bazı
sonuçlara ulaştı. Archimedes, ününü kendi adını taşıyan burgu ve biri
yıldızların konumunu diğeri Güneş'in, Ay'ın ve gezegenlerin hareketini gösteren
iki astronomi küresi gibi buluşlarına borçludur.
Heredotos: (İÖ 440 – 425)
Tarihin babası olarak kabul
edilen Heredot, aynı zamanda coğrafya biliminin gelişmesinde
önemli katkılarda bulunmuştur. Trakya, Anadolu ve Asya ülkelerine geziler
yapmıştır. Dünyanın yuvarlak olduğuna inanıyordu. Çizdiği dünya haritasında,
Avrupa'yı, Asya ve Afrika'dan daha uzun göstermiş, Asya'nın doğusu, Avrupa'nın
kuzeyini ihmal etmiş, Hindistan çizimi konusunda hatalar yapmıştır. Ancak bu
hatalara rağmen dönemin bilgileri açısından önemli bir çalışma olarak kabul
edilmektedir. Heredot’un ortaya koyduğu en önemli gerçek diğer coğrafyacılardan farklı
olarak Hazar denizinin bir iç deniz olduğunu ve Afrika'nın bir denizle çevrili
olduğunu belirlemiş olmasıdır.
Pisagor (Pythagoras) MÖ 596–500
İngiltere’de doğdu. 1669 yılında Cambridge’de Matematik Profesörü
oldu. Dünya ile bütün nesneler arasında, onları birbirine çeken bir güç
olduğunu, Dünya’nın tüm nesneleri yer çekimi gücüyle kendine çektiğini buldu.
Gezegenlerin uzayda nasıl devindiği gibi bir sorunu çözecek duruma gelmişti.
Gezegenlerinde çekim gücü nedeniyle Güneşin çevresine çekildiklerini gösterdi
ve Kepler Yasalarını kanıtladı. Yaptığı deneylerle Güneş ışığının beyaz
olmadığını; menekşe, çivit, mavi, yeşil, sarı, portakal, kırmızı renklerin bir
karışımı olduğunu kanıtladı. Çalışmalarını 1687’de Doğa Felsefesinin
Matematik İlkeleri (Prlncipla) adıyla yayımladı. Hayatı hakkında çok fazla bilgi
bulunmamaktadır. Sisam adasında okumuş, Mısır ve Babil’de bir süre yaşadıktan
sonra ülkesine dönmüştür. Ülkesinde gördüğü baskılardan kaçarak İtalya’nın
Kroton kentine gelmiş ve burada bir okul açmıştır. MÖ 6.Yüzyılda dünyanın Güneş
etrafında döndüğü fikrini ortaya koyduğunda büyük tepkilerle karşılaşmıştır.
Doğada meydana gelen her olayın matematiksel olarak açıklanabileceğine
inanıyordu. Ortaya koyduğu fikirlerden rahatsız olanlar tarafından MÖ500 yıllarında
eğitim verdiği okulunda öğrencileriyle yakılarak öldürülmüştür.
Hekataios:
Mısır ve Asya'da incelemeler yapmıştır. Yeryüzünün Tanımı veya
Dünyanın etrafında yolculuk (Periegesis
veya Periodos Ges) adlı
eserlerinde, Hazar denizinin okyanusa açıldığını, Nil nehrinin güneydeki bir
okyanustan geldiğini ve dünyanın üç kıtadan oluştuğunu savunmuştur. ( Afrika,
Asya, Avrupa )
Anaksimenes: (M.Ö. 550 – 480)
Yeryüzünü bir dikdörtgene benzeterek, dairesel bir denizin onu
çevrelediğini savunmuştur. Gecelerin yüksek dağların güneş ışınlarını
engellemesiyle oluştuğun inanmaktaydı. Güneş
ve ay ile diğer yıldızlar arasında ilk kez olarak bir ayırım yapmış, güneşin
kendi ışığına sahip olduğu yerde, ay da dahil olmak üzere, diğer gök
cisimlerinin güneşin ışığını yansıttığını söylerken, güneş ve ay tutulmalarına
ilişkin olarak da doğru bir açıklama getirmiştir.
Miletos'lu Anaksimandros: (M.Ö. 610–545)
Milattan önce 610 yılında Miletos'ta doğan Yunan doğa filozofu
Anaksimandros, astronominin kurucusu ve ilk kez bir kozmoloji ya da dünya
üzerine sistematik felsefe görüşü getiren filozof kabul edilir. Ona göre de her
şeyin kökeninde sonsuzluk (Aperion) vardı. Yer kürenin uzayda diğer bütün
nesnelerden eşit uzaklıkta hiçbir yere bağlı olmadan yüzdüğüne inanıyordu. Duyularımızla
algıladığımız kadarıyla yer kürenin yüzeyi engebeli ama bütün olarak
düşünüldüğünde düzdü bu nedenle Anaksimandros yer kürenin davul biçiminde
olduğunu ileri sürdü ve bu gerçekten yola çıkarak davulun öteki yüzünde yaşayan
insanlar olabilirdi. Anaksimandros karalar ile okyanus sınırını çizen ilk insandı. Düzenli ve anlaşılır bir evreni ifade etmek için ilk defa kozmos
sözcüğünü kullanmıştır. Tutulmalardan yararlanarak Güneş’in yarıçapının Yer
yarıçapının 27 katı olduğunu tahmin etmiştir. Ona göre Güneş’in Yer’e olan
uzaklığı Güneş çapının 27 katı idi. Ay’ın uzaklığını ise Yer yarıçapının 19
katı olarak hesaplamıştır. Çok
seyahat yapmış ve bir Dünya haritası çizmiştir. Yunan dünyasını bu haritanın
ortasına koymuş, Avrupa ve Asya'yı ise onun çevresine yerleştirmiştir.
Anaksimandros'a göre, bütün kara kitlesini okyanus denilen büyük bir deniz
kuşatmıştır. Anaksimandros'a göre
insan, balıktan gelir; çünkü balığın kökeni insanlarınkinden daha kolay
açıklanabilmektedir. Bu bakımdan Anaksimandros, evrim kuramlarının öncülerinden
sayılabilir.
Ksenefon:
Anabasis (Onbinlerin Dönüşü) adlı
eserinde Anadolu’nun nüfus özellikleri, coğrafyası, gelenek ve görenekleri
hakkında bilgiler vermektedir. Anabasis yedi kitaptan oluşmaktadır. Eser anı defteri biçiminde kronolojik
bir düzen izlemiştir. Çizdiği harita MÖ 5. yüzyılın en detaylı haritası olarak
kabul edilmektedir.
İznik'li (Nicea) Hipparchus:
(İÖ 160– 125)
Hipparchus, geliştirdiği trigonometri yöntemleriyle birçok
yıldızın konumunu belirledi. Gök haritaları için ortografik projeksiyonu (Göz merkezi sonsuzdadır. Projeksiyon düzlemi Dünya merkezindedir.
Projeksiyon çizgileri birbirine paralel olarak bu düzleme diktir). İlk ortaya atan kişidir. 850 yıldızı
içeren bir katalog hazırlayarak, bu yıldızları parlaklığına göre altı sınıfa
ayırdı. Ekinoksların devinme(hareket) olgusunu ortaya koydu. Güneş ve Ayın uzaklığını
hesaplamıştır. Enlem ve boylam daireleriyle, Dünya'daki herhangi bir noktanın
konumunu belirtme yöntemini bulmuştur.
Friedrich Ratzel: (1844 –
1904)
Antropocoğrafya
Politik Coğrafya
İnsan ve çevre arasındaki ilişkileri ele alarak bu konudaki ilk
olma özelliğine sahip olan Beşerî Coğrafya (Antropocoğrafya) adlı
eseri meydana getirerek, Beşerî coğrafyanın gelişimine önemli katkılar
sağlamıştır.Friedrich Ratzel, Siyasî Coğrafya akımının kurucusu olarak kabul
edilir. Ona göre devlet, bir hücreden meydana gelen bir organizmadır. Devlet,
gelişme ve yayılmayı arzu eder. Devletin yayılmacı politikası, ilkel ve küçük
devletlere dışarıdan istilâ yoluyla mümkün olur. Tüm çalışmalarında yayılmacı
ve sömürgecilik ruhunu açıkça ortaya koymuştur. ‘’Politik
Coğrafya - Devletler, Münakalât ve Harp Coğrafyası’’(1897) eserinde savunduğu jeopolitik ve siyasî görüşler, Hitler’in dünya
egemenliği politikasının oluşumunda etkili olmuştur.
Ali Kuşçu: ( ... — 1474)
XV. yüzyıl başlarında ,Semerkand'da
doğmuştur. Babası Muhammed, ünlü
Türk Sultanı ve astronomu Uluğ Bey’in kuşçusu olduğu için, ailesi ‘Kuşçu’
lakabıyla meşhur oldu. İstanbul'un enlem ve boylamını ölçerek güneş saatleri
yapmıştır. Astronomi ve matematik konusunda iki önemli eseri vardır.
FETHİYE: Astronomi
kitabıdır. Otlukbeli Savaşından sonra Fatih'e sunulmuştur. Üç bölümden
oluşmaktadır;
1.Bölüm: Gezegenlerin hareketlerinden bahsedilmektedir.
2.Bölüm: Yer'in şekli ve iklim konusundadır.
3.Bölüm: Yer’e
ilişkin ölçüleri ve gezegenlerin uzaklıkları üzerinde durmaktadır. Bu eser
özellikle medreselerde öğretim amacıyla hazırlanmıştır. Diğer eseri ‘’Muhammediye ‘’adını verdiği matematik kitabıdır. Ali Kuşçu 1474’te İstanbul’da vefat
etti.
Carl Ritter: (1779–1859)
Carl Ritter Beşeri coğrafyanın kurucusu olarak kabul edilmektedir. Coğrafyacı kimliği yanında tarihçi ve
felsefeci olarak tanınmıştır. Coğrafya İlminde Tarihi Esaslar adlı eserinde, Beşerî Coğrafyayı tanımlarken, çevre ve insan
arasındaki ilişkileri inceleyen bilim olarak ifade etmiştir. Beşeri
incelemelerde insan ve çevrenin aynı oranda etkili olduğunu bu nedenle sadece
birisine ağırlık vermenin doğru olmadığını savunmuştur. Tarihi olayların
açıklanması sırasında coğrafi çevre şartlarının dikkate alınması gerektiğini
ifade etmiştir. Bu nedenlerle tarih ve coğrafya bilimlerinin birbirini
tamamlayan bilimler olduğunu vurgulamıştır.
İbn Batuta: (1303–1384)
Fas’ta doğdu. Dönemin, en ünlü gezginidir. Kuzey Afrika kıyıları,
Suriye, Mekke, Mezopotamya, Yemen, Kızıldeniz kıyıları, Mısır, Filistin,
Anadolu, Balkanlar, Güney Rusya, Batı Türkistan, Hindistan ve Çin’e yaptığı
gezilere ilişkin bilgileri ‘’İbn
Batuta Seyahatnamesi’’ adlı eserinde toplamıştır.
Eserde gezdiği alanlardaki toplumsal yapıları, zenginlik kaynaklarını, din, dil
ve gelenek gibi özellikleri anlatmıştır. Eser ilgili alanların beşeri ve
ekonomik coğrafya özelliklerini ele almış bu anlamda Beşeri ve Ekonomik bir
inceleme içermektedir.
İbn Haldun: (1332–1406)
Tunus’ta doğmuştur. Orta Çağ’da İslam Dünyası’nın en ünlü
gezginlerindendir.En önemli eseri Kitap El-İbar (İbret Verici Kitap)’dır.Berberi topluluklarının ve İslam İmparatorluklarının İslam
öncesindeki sosyal-ekonomik özellikleri hakkında bilgi vermektedir.İnceleme
alanına ilişkin jeopolitik ve siyasi coğrafya bililerine yer vermektedir.
Mesudi(Ebu'l Hasan El-Mesudi)
Doğum ve ölüm tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Bağdat’ta
doğmuştur. IX. yüzyılda yaşadığı ve 957 yılında öldüğü tahmin edilmektedir.
İran, Hindistan, &Cc
http://cografyalise.blogcu.com/unlu-cografyacilar-eserleri-ve-katkilari/3491820
http://cografyalise.blogcu.com/unlu-cografyacilar-eserleri-ve-katkilari/3491820
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder